Bizim millet olarak şöyle bir özelliğimiz var; üzülürüz çay içeriz, seviniriz çay içeriz, dedikodu yapacaksak zaten çaysız olmaz. Sabah kahvaltısında “çay demlendi mi?” sorusu günün başlama düdüğüdür.
Peki, günde bardak bardak tükettiğimiz bu milli içeceğimiz vücudumuzda neler yapıyor? Gerçekten sadece “harareti alan” bir keyif aracı mı, yoksa şifa mı? Gelin, çayın bardağın dolu ve boş taraflarına birlikte bakalım.
Çayın Bardağın Dolu Tarafı (Faydaları)
Öncelikle içimizi rahatlatalım, çay gerçekten faydalı bir dost. Ama tabii ki “tavşan kanı” ve kararında içilirse.
Kalbin En İyi Arkadaşlarından Yapılan birçok araştırma, düzenli (ama abartısız) siyah çay tüketenlerin kalp krizi riskinin daha düşük olduğunu gösteriyor. İçindeki antioksidanlar damar sağlığını korumaya yardımcı oluyor. Yani kalbiniz kırılsa da, çay onu biyolojik olarak onarmaya çalışıyor diyebiliriz.
Odaklanmayı Artırır Kahve kadar sert bir kafein etkisi olmasa da, çayın içinde de bizi uyanık tutan maddeler var. Sabah o ilk yudumu aldığınızda gözünüzün açılmasının sebebi psikolojik değil. Zihni açar, konsantrasyonu toparlar ve iş verimini artırır.
Sindirimi Rahatlatır Yemekten sonra “Bi çay koy da içelim, yediklerimiz otursun” lafı boşa değildir. Çay, metabolizmayı hafifçe hızlandırır ve sindirim sisteminin çalışmasına destek olur. O ağırlık hissini üzerinizden alır.
Bağışıklık Sistemini Destekler İçerdiği “tanenler” sayesinde vücudun virüs ve bakterilerle savaşmasına yardımcı olur. Özellikle kış aylarında boğazı yumuşatması ve vücut direncini artırmasıyla bilinir. Limonla birleştiğinde ise etkisi katlanır.
Çayın Bardağın Boş Tarafı (Zararları)
“Her şeyin fazlası zarar” kuralı maalesef güzelim çay için de geçerli. İpi ucunu kaçırıp demliği bitirdiğimizde vücut alarm vermeye başlıyor.
Demir Eksikliği (En Büyük Derdimiz) Bizim ülkede aneminin (kansızlık) yaygın olmasının en büyük sebeplerinden biri, yemekle beraber veya hemen üzerine çay içmektir. Çaydaki maddeler, yediğimiz besinlerdeki demirin vücut tarafından emilmesini engeller. Çözüm: Yemekten hemen sonra değil, en az 45 dakika – 1 saat sonra çay keyfi yapmaktır.
Uykusuzluk ve Sinirlilik Çok fazla çay içmek, vücuda fazla kafein yüklemek demektir. Bu da gece yatakta dönüp durmanıza, sabah yorgun kalkmanıza ve gün içinde daha gergin olmanıza sebep olabilir. Eğer uykunuz hafifse, akşam saatlerinden sonra çayı açık içmekte veya kesmekte fayda var.
Mide Rahatsızlıkları Aç karnına içilen koyu bir çay, midenizi kazındırır hatta bulandırır. Gastrit veya ülser gibi mide hassasiyeti olanlarda, çayın asidik yapısı mide yanmasını tetikleyebilir. Mideniz hassassa çayı her zaman tok karnına tercih edin.
Dişlerde Sararma Bunu zaten aynaya bakınca fark ediyoruz. Çay, maalesef diş minesi üzerinde leke bırakma konusunda kahveden bile daha inatçıdır. Düzenli diş fırçalamak şart.
Sonuç: Ne Kadar İçmeli?
Kankalar, çaydan vazgeçecek halimiz yok. O bizim sohbetimizin bahanesi. Ancak uzmanlar günde 3-4 bardağın ideal olduğunu, 5-6 bardağı geçince faydanın zarara dönüştüğünü söylüyor.
Yani çayımızı içelim, sohbetimizi edelim ama yemekten hemen sonra o ince belli bardağa saldırmayalım. Arada bir su içmeyi de unutmayalım ki böbrekler bayram etsin.
Afiyet olsun!

