Türkiye’nin Köklü Mizah Kalesi Leman Dergisi, Yeni Bir Krizin Eşiğinde

Türkiye’de 34 yıldır muhalif mizahın en bilinen temsilcilerinden biri olan Leman dergisi, yayınladığı bir karikatür nedeniyle kendisini adli ve toplumsal bir tartışmanın merkezinde buldu. Dergi çalışanları hakkında soruşturma başlatılırken, bina önünde şeriat yanlısı gruplar tarafından protestolar düzenlendi. Bu son olay, derginin baskı ve otoriteyle dolu tarihine yeni bir sayfa ekledi.
Tartışmaları Ateşleyen Karikatür ve Sonuçları
Kriz, derginin 26 Haziran tarihli sayısında yayımlanan bir karikatürle patlak verdi. Çizimde, bombalanmış bir şehir harabesi üzerinde Muhammed ve Musa isimli iki karakterin “Selamün Aleyküm” ve “Aleyhem Salom” diyerek selamlaştığı görülüyordu.
Bu karikatür, muhafazakâr çevreler ve bazı siyasiler tarafından “dini değerleri aşağıladığı” iddiasıyla sert bir tepkiyle karşılandı. Tepkilerin ardından başlatılan soruşturma kapsamında derginin Yazı İşleri Müdürü Zafer Aknar, grafiker Cebrail Okçu, karikatürist Doğan Pehlivan ve müessese müdürü Ali Yavuz gözaltına alındı.
Leman dergisi ise yaptığı açıklamada, karikatürde peygamberlerin tasvir edilmediğini ve “dini değerleri aşağılama gibi bir amacın kesinlikle olmadığını” vurgulayarak iddiaları reddetti.
Bir Mizah Ekolü: Leman’ın Kökleri ve Duruşu
Peki, Leman’ı Türkiye’nin en çok tartışılan yayınlarından biri haline getiren nedir? Derginin hikayesi, 1985’te kurulan efsanevi Limon dergisine dayanıyor. 1991’de Limon’dan ayrılan Mehmet Çağçağ ve Tuncay Akgün’ün öncülüğündeki bir ekip tarafından kurulan Leman, büyük medya gruplarından bağımsız bir yayın olarak yola çıktı. Bu bağımsızlık, derginin kimliğinin temel taşı oldu.
“Muhalefet Defteri Türkiye’de Mizah Dergileri ve Karikatür” kitabının yazarlarından Levent Cantek’e göre Leman, yalnızca siyasi iktidara değil, hayatın içindeki her türlü baskıcı figüre —baskıcı bir öğretmene, müdüre veya komutana— karşı eleştirel bir kahkaha atmayı hedefler. Dergi, kendisini “Türkiye’nin en eski bağımsız mizah dergisi” olarak tanımlarken, bu duruşunu “toplumsal eşitlikçi ve muhalif” olarak özetliyor.
Leman, sadece bir dergi olmanın ötesinde, bir okul görevi gördü. Penguen, Uykusuz, Lombak gibi kendisinden sonra gelen birçok başarılı mizah dergisi, Leman’ın açtığı bağımsız yayıncılık modelini takip etti. Hatta ünlü komedyen Cem Yılmaz da ilk sahne deneyimlerini Leman’ın Beyoğlu’ndaki merkezinde yaşadı.
Dünden Bugüne Değişmeyen Tartışmalar ve Zorluklar
Derginin otoriteyle karşı karşıya gelmesi yeni bir durum değil. 15 Temmuz 2016 darbe girişiminin ardından yayımlanan “Darbe Özel Sayısı” kapağı da büyük tepki çekmiş, sayının dağıtımı polis tarafından engellenmiş ve dergi binası önünde protestolar düzenlenmişti.
Ancak Leman, sadece siyasi baskılarla değil, sektörün genel sorunlarıyla da mücadele ediyor. 2000’lerden itibaren kadrosundaki önemli isimlerin ayrılması, yazılı basına ilginin azalması ve sosyal medyanın yükselişi gibi nedenlerle bir zamanlar yüz binleri aşan tirajı önemli ölçüde düştü. 2018’deki ekonomik kriz sırasında artan kağıt maliyetleri yüzünden derginin boyutları geçici olarak küçültüldü.
Levent Cantek’in de belirttiği gibi, “dergiciliğin bitiyor olması” sadece Leman’a veya Türkiye’ye özgü bir durum değil, küresel bir sorun. Buna rağmen Leman, dijital platformlarda varlığını sürdürerek, amatör mizahı destekleyerek ve Leman Kültür adıyla Türkiye’nin dört bir yanına yayılan kafe zinciriyle ayakta kalmaya devam ediyor.